DMM'den, "İran'dan Türkiye'ye göç dalgası" haberlerine yalanlama

Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden yapılan açıklamada, "belirli gruplar tarafından dijital medya mecralarında paylaşılan 'İran’dan Türkiye’ye göç dalgası başladı' iddiasının gerçek olmadığı belirtildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İsrail’in İran’a menfur saldırısı sonrası bazı sosyal medya hesapları tarafından İran’dan Türkiye’ye göç dalgasının başladığına dair yapılan paylaşımlar dezenformasyon amaçlıdır.
İçişleri Bakanlığımız, Türkiye-İran sınır hattında herhangi bir yoğunluk, olağandışı hareketlilik ya da düzensiz göç artışı olmadığı hususunu teyit etmektedir. Buna ilaveten hudutlarımız, güvenlik birimlerimiz tarafından en ileri teknolojiyle donatılmış fiziki güvenlik sistemleri ile 7/24 esasına dayalı olarak kontrol edilmektedir.
Söz konusu sistemler, güvenlik duvarları, termal kamera sistemleri, aydınlatmalar, elektro optik kuleler, asansörlü kuleler ve zırhlı gözetleme araçları ile desteklenmektedir. İlgili güvenlik güçlerimiz, hudutlarımızdan herhangi bir yasa dışı geçişe müsamaha göstermemekte, bu yöndeki denemeler anında engellenmektedir.
Aksi yönde yapılan paylaşımların, gündemi speküle ederek yabancı düşmanlığını kışkırtmak ve ‘istikrarsızlaştırma faaliyeti’ yürütmek amacı taşıdığı değerlendirilmektedir. Vatandaşlarımızın bu gibi dezenformasyon içerikli paylaşımlara itibar etmemesi, yalnızca yetkili makamlardan yapılan açıklamaları dikkate alması önemle rica olunur.
Kamu düzenini hedef alan söz konusu dezenformasyon faaliyetlerine karşı ilgili yasal mevzuat çerçevesinde gerekli hukuki takibat yapılacaktır."
Kaynak: ANKA
Beykoz Kavacık’ta yaptığı kaza sonucu 17 yaşındaki Batın Barlasçeki'nin ölümüne sebep olan eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Fatıma Zehra Kınık Demir olayın ardından gözaltına alınmış, 1 günlük gözaltı sürecinin ardından mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Adli Tıp tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna göre kazada asli kusurlu olduğu belirlenen Kınık, 26 Mayıs'taki duruşmada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı ve 2 yıl süreyle ehliyetine el konuldu.
İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına göre yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol devam ederken, Demir'in cezaevine girip girmeyeceği karar bir üst mahkemede kesinleşmediği için net değil. Yargılama sürecinde de yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması için girişimde bulunan avukatlar son olarak 3 Haziran'da bir dilekçe vererek, olayda Zehra Kınık Demir'in kusursuz olduğunu, kamera kayıtlarına her şeyin yansıdığını, yasağın fiilen cezalandırma etkisi yarattığını ve masumiyet karinesiyle, adli kontrolde ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu savundu.
'TEMİNAT' TALEBİ
Mustafa Tırtır ve Osman Baturhan Dursun tarafından verilen dilekçede Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de atıfta bulunuldu, "Müvekkilin bugüne kadar hiçbir yükümlülüğü ihlal etmemiş olduğu hem soruşturma hem de yargılama boyunca uygulanan haftalık imza ve yurt dışına çıkış yasağı yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiği aile bağları ve düzenli yaşamı nedeniyle kaçma veya delil karartma riski bulunmadığı da ortadadır. Bu nedenle müvekkil hakkında uygulanan adli kontrol tedbirin tamamen kaldırılması ile teminat gibi makul bir güvenceyle hafifletilmesine karar verilmesini talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur. Açıklanan nedenlerle adli kontrol kararının kaldırılmasma ve teminata hükmedilmesine karar verilmesini Sayın Başkanlığınırdan saygılarımızla arz ve talep ederiz" denildi.
MAHKEME REDDETTİ
Talebi 12 Haziran'da karara bağlayan İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Zehra Kınık Demir'in yurt dışı çıkış yasağını kaldırmadı. Kararı değerlendirmesi için usül gereği 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Bir kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı kazayla ilgili "taksirli ölüme ve yaralamaya neden olmak" suçundan mahkum olan Zehra Kınık Demir'le ilgili bu karar metninde ise "dolandırıcılık suçundan tutuklu sanık Fatıma Zehra Kınık Demir..." diye hatalı yazım olması ise dikkat çekti.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Tele1